Haber

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Sırlarla Dolu Ölümü

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal… Kimilerine göre Türkiye’de 12 Eylül darbesinden sağ kurtulmuş vizyoner bir siyasetçidir. Kimilerine göre ABD tarafından ülkenin başına getirilen kukla bir başbakandır. 17 Nisan 1993’teki ölümünün üzerinden tam 30 yıl geçti. Atatürk’ten sonra görev başında ölen ilk cumhurbaşkanı oldu. Birçok kişi bu ölümün bir suikast olduğunu düşünür, ancak ölümün üzerindeki sır perdesi hala açılmamıştır.

O halde Turgut Özal’ın hayatında birlikte bir yolculuğa çıkalım.

Neden bu kadar değerli bir siyasi aktör olduğunu birlikte inceleyelim.

1927’de Malatya’da başlayan bir hayat… Banka memuru bir baba ile öğretmen bir annenin çocuğuydu. O dönemin şartlarına göre aldığı eğitimle devletin en üst mertebesine ulaştı.

Bürokraside uzun ve başarılı bir kariyere sahip olan Turgut Bey’in hayatını normal prosedüre göre bir atama değil askeri bir darbe değiştirecektir.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra bürokrasi dönemi kapanmış, siyaset dönemi başlamıştır.

Turgut Özal siyasete yabancı değildi. 1977 Seçimleri öncesinde Milli Selamet Partisi’nden İzmir Milletvekili adayı oldu, ancak seçilemedi.

Daha sonra Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı olan Özal, bürokrasi içindeki bu görevini 12 Eylül Darbesi’ne kadar sürdürdü.

12 Eylül 1980 sabahı Türkiye yeni güne tank sesleriyle uyandı.

Darbe ile Anayasa yürürlükten kaldırıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi kapatıldı. Siyasi partilerin kapıları kilitlendi. Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan gibi liderler tutuklandı.

Artık yeni bir dönem ve yeni bir Türkiye vardı. Turgut Özal da yeni dönemin en değerli oyuncularından biri olacaktı. Öncelikle darbe yönetiminin kurduğu kesikli hükümette başbakan yardımcısı olarak görev aldı.

Darbe sonrası ülkeyi yöneten Kenan Cihan’ın liderliğindeki Kurul, kapatılan partilerin yerini alacak yeni siyasi hareketlerin kurulmasına izin verdi.

Turgut Özal, 20 Mayıs 1983’te Anavatan Partisi’ni kurdu.

Darbelerin ve çizmelerin gölgesinde kurulan bu parti, Türk siyasi tarihinin en değerli hareketlerinden biri haline gelecekti.

ANAVATAN Partisi sağ liberal, Batı yanlısı, serbest piyasa ve reformist bir programla kuruldu ve büyüdü. 1983 seçimlerinde bu programla oyların %45’ini alarak iktidar partisi oldu. Turgut Özal artık başbakandı.

Darbe sonrası yeni bir vizyonla ülkeye farklı bir hava getiren Özal, sempatik davranışlarıyla geniş kitleler tarafından sevdirildi.

Özellikle Türkiye’nin Batı kampına yönelimini pekiştiren ve liberal ekonomiyi destekleyen bir siyasi çizgi benimsedi. Bu siyasi çizgi Türkiye’deki yatırımları artırdı. Ancak bir başka açıdan da ülke kaynaklarını yabancı ülkelerin kullanımına açmıştır. Özelleştirme için çok fazla alan açtı.

1989 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı oldu.

Başkanlığı sırasında çok sıra dışı davranışlarıyla ön plana çıkmaya devam etti. ‘Biz alışamıyoruz’ diyenlere ‘alışıyorsun, sen alışıyorsun’ diyerek gündeme geldi.

Ordunun karşısına kısa şortla çıkan, olağan protokol kurallarını benimsemeyen, daha kamusal bir profili temsil ediyordu.

Ülkenin en değerli sorunlarından biri olan Kürt sorunu konusunda da değerli adımlar attı. Bu sorunun ekonomiden kaynaklandığını savundu. Doğu’da devlet imkanlarının artmasının bu sorunu da çözeceğini savundu.

Bazı kaynaklara göre PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a ateşkes ilan ettirdi ve Öcalan’la barış görüşmeleri için Suriye’ye milletvekilleri gönderdi.

Turgut Özal’ın attığı adımların sonuç vermesi mümkün olmadı.

17 Nisan 1993’te beş ülkeyi kapsayan Türkistan gezisinden sonra evinde sabah kahvaltısının ardından koşu bandında spor yaparken kalp krizi geçirerek öldü.

Ancak ölümünün üzerindeki sır perdesi 30 yıldır kaldırılmadı.

Bazı yetkililer, Özal’ın Kürt sorununu kendi yöntemiyle çözmek için inisiyatif aldığına inanıyor.

Ancak bu girişimin hoş karşılanmadığı ve suikastın bu nedenle planlandığı ileri sürülüyor.

Diğer bir görüş ise Özal’ın aslında sağlık sorunları ve fazla kilosu nedeniyle kalp krizinden öldüğüdür.

Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, babası hakkında çeşitli dönemlerde ortaya attığı iddialarla gündeme geldi.

Ergenekon Balyoz Davaları’nda ‘Babamı Erdoğan öldürdü’ diyen Ahmet Özal, ilerleyen yıllarda ‘FETÖ babamı öldürdü’ diyecekti.

Tüm bu iddialar havada uçuşurken Özal’ın ölümü bir türlü ortaya çıkmadı.

Doğal sebeplerden mi öldü yoksa öldürüldü mü bilmiyoruz. Ama kesin olarak bildiğimiz şey şu ki

30 yıl önce bugün, Celal Bayar’dan sonra Türkiye’nin ilk sivil cumhurbaşkanı; İfade özgürlüğüne, serbest girişime ve serbest piyasaya inanan bir devlet adamı öldü.

Arkasında Bee amblemli partisi, askeri şortlarla gözetlenen görüntüleri, subaya ve emekliye verdiği trajikomik öğütler ve tabii ki suikast tartışmaları vardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu